www.tayyareci.com                  ANA SAYFA Tayyareci Türkçe Site Gökyüzünün yeni adresi
Tayyareci English Site
Tayyareci Deutsch Site
Sitede Arama :
 

BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI ''TÜRK HAVA HAREKATI'' 

 

 KAFKAS CEPHESİ

 
 (1) Tarafların kuvvetleri:

        Almanya'nın savaşa girmesi ve İngiltere'nin Almanya'ya harp ilan etmesi üzerine, Akdenizde'ki İngiliz donanması tarafından kovalanan Göben ve Braslaw ismindeki Alman kruvazörleri, 10 Ağustos 1914'de Çanakkale Boğazına sığındı. Osmanlı Hükümeti bu gemileri satın alarak Türk donanmasına kattığını açıkladı ve isimlerini Yavuz Sultan Selim (sonradan Yavuz) ve Midilli olarak değiştidi. Ancak, gemilerdeki Alman personeli değiştirilmediği gibi, bu gemilerin komutanı olan Amiral Şuson Türk donanma komutanlığına atandı. 27 Ekim 1914'de tatbikat amacıyla Karadeniz'e çıkan gemiler 29 Ekim'de Rus harp gemileriyle çatıştı ve bazı Rus limanlarını bombardıman etti.

     Meydana gelen bu olaydan sonra Osmanlı İmparatorluğu'nun olayın incelenmesi yolunda yaptığı teklifi reddeden Ruslar savaş ilan ederek 1 Kasım 1914'de sınırı geçtiler. Bu tarihte tarafların konuşu şöyleydi.

     Türk Kuvvetleri:

     Bölgede 3 ncü Ordu bulunmaktaydı. Bu orduya bağlı 9 ncu Kolordu Erzurum batısında, 11 nci Kolordu Hasankale dolaylarında, 2 nci Nizamiye Süvari Tümeni Erzurum kuzey doğusunda, 13 ncü Kolordunun 37 nci Tümeni Muş'da, diğer tümenleri ile Siirt-Bitlis arasında yürüyüş halinde idi. Ayrıca, yedek süvari tümenleri Köprüköy-Velibaba, Karaköse, Diyadin dolaylarında, yedek süvari tugayı ile jandarma tümeni Van'da bulunmaktaydı.

     Rus Kuvvetleri:

     1 nci Kafkas, 2 nci Türkistan ve 4 ncü Kolordudan ibaretti. Ayrıca, Batum'da 3 ncü Plaston tugayı vardı.

        (1) 1914 Yılı Hava Harekatı ve Faaliyetleri:

             3 ncü Ordunun keşif ve gözetleme görevleri için iki uçaktan kurulu bir ekip Trabzon'a asker, cephane ve malzeme götüren Bezmialem, Mithatpaşa ve Bahriahmer gemilerine yüklenmişti. Tarıkbinzeyat ve Edremit adıdaki Bileriot uçaklarıyla Yüzbaşı Salim (İlkuçan) ve Fessah (Evrensel) bu birliğe atanmıştı. 6-7 Kasım gecesi Rus savaş gemileri kafileyi yakalayarak batırdı. Denize dökülenler arasında bulunan uçucular Ruslar tarafından esir alınarak Sibirya'ya gönderilmişlerdi.

     Sonuç olarak; Türklerin havacılık bakımından aldığı önlemler bu nedenle başarısız kalmış, 8-21 Kasım 1914 tarihlerindeki Köprüköy savaşı ile 27 Aralık 1914 - 4 Ocak 1915 tarihleri arasında yapılan Sarıkamış kuşatma harekatında her iki tarafta da hava keşif ve harekat faaliyeti olmamıştı. 

        (2) 1915 Yılı Hava Harekat ve Faaliyetleri:

             Ruslar ilk uçağı 4 Mart 1915'de 11 nci Türk Kolordusu bölgesinde 2 nci Süvari Tümenine karşı kullanmıştı. Rusların bu hava faaliyetleri karşısında 3 ncü Ordu Komutanlığı Kafkas Cephesine bir tayyare birliğinin gönderilmesini Başkomutanlık Vekaleti'ne teklif etmiş, alınan cevapta eldeki uçakların Çanakkale Cephesinde görev yapmakta olduğu ve ancak Almanya'dan uçak geldikten sonra bir bölüğün verilebileceği bildirilmiş ve bu nedenle 1915 yılı içinde bir hava keşif ve harekat faaliyeti olmamıştı.

 

        (3) 1916 Yılı Hava Harekat ve Faaliyetleri:

             Ruslar, Çanakkale Muharebelerinin sona ermesiyle, orada serbest kalan Türk kuvvetlerinin Kafkas Cephesine gelmesinden önce, 3 ncü Türk Ordusuna bir darbe indirmek amacıyla taarruza geçtiler. 10 Ocak 1916'da başlayan Azap muharebelerinde, Türk Ordusunu Erzurum'a kadar çekilmek zorunda bıraktılar. Erzurum dolaylarında yapılan şiddetli muharebelerden sonra 16 Şubat'ta Türk Ordusu şehri boşaltarak geri çekilmek zorunda kaldı. Rus taarruzunun başlamasıyla 3 ncü Ordu cephesinde hava keşiflerine olan ihtiyaç hemen kendisini göstermişti. Çünkü o sırada kara keşif birliklerinin en süratlisi olan süvari birlikleri kar ve buzla örtülü vadiler ve ormanlarda istenilen keşif görevlerini yeteri kadar yapamıyorlar bunun yanında düşman derinliklerine gidemiyorlardı. Ordu Komutanlığı uçağa olan ihtiyaçlarını sebepler ile birlikte Başkomutanlık Vekaletine bildirmişti. Ordunun bu ihtiyacını uygun bulan Başkomutanlık bir hava birliğinin gönderilmesini emretmişti. 7 nci Tayyare Bölüğü olarak adlandırılan bu birlik şu personelden ibaretti.

    -Bölük Komutanı Pilot Yüzbaşı Ali Rıza

    -Uçuş heyeti Pilot Üsteğmen Aptullah

    -Uçuş heyeti Rasıt Üsteğmen Muhsin

    -Uçuş heyeti Rasıt Teğmen Fikri

    Yeşilköy hava uçuş okulunda bulunan iki Gotha uçağı Yavuz'a yüklenerek 6 Şubat 1916'da Trabzon'a çıkarıldı. Bu esnada Ruslar Erzurum'u almak için büyük bir taarruz hazırlığına başlamışlardı. Bu günlerde 3 ncü Ordu biran önce uçakların Erzurum'a gelmesini ve hava keşiflerinin başlamasını istiyordu. Bu sebepten, uçakların kara nakil araçlarıyla ve süratle ulaştırılması Trabzon Valiliğinden istendi. Arabalara yüklenen uçaklar, 10 Şubat 1916'da yola çıkarıldı. Yolların karlı arabaların da uzun ve geniş olması nedeni ile yola çıkıldıktan bir süre sonra tekerlekler kırılmış ve uçaklar Trabzon'a geri getirilmişlerdi. 

    Uçakların karayolu ile gönderilme girişimleri için geçen birkaç gün içinde Erzurum'u düşman işgal etmiş olduğundan uçakların uçarak Erzincan'a taşınmasına karar verildi. O sırada kar yağdığından Tayyare Bölük Komutanı kar ve tipinin durmasına kadar uçulamayacağını ve havanın düzelmesine kadar Trabzon'da beklemenin zorunlu olduğunu orduya bildirmişti. 

    26 Şubat 1916'da havaların düzelmesi üzerine hazırlanan bir uçak Yüzbaşı Ali Rıza yönetiminde Erzincan'a gitmek üzere havalandı. Uçak yerden kalkar kalkmaz, motor arızasından dolayı mecburi iniş yapmak zorunda kalmış ve pisti tutturamadığı için denize kadar sürüklenerek su içine girmişti. Uçağın onarımı bittikten sonra havanın uçuşa müsait olduğu gün Erzincan'a gitmek üzere havalanan iki uçaktan biri motor arızasından dolayı düzgün olmayan bir yere inmek zorunda kaldığından parçalanmış, Erzincan'a varan diğer uçak da inişte hasara uğradığından Ordunun ihtiyacı olan hava keşif görevleri yapılamamıştı. 

    Ruslar Erzurum'u aldıktan sonra gerekli hazırlıkları yaparak takviye almakta olan Türk kuvvetlerine bir darbe indirmek amacıyla 1916 Mart ayı ortalarında Karadeniz kıyılarından Of doğrultusunda, Çoruh vadisinden Bayburt bölgesine ve asıl kuvvetleri ile Erzurum'dan Tercan'a doğru karşı taarruza geçmişler, 15 Mart'ta Tercan'ı ve 20 Mart'da Of'u ele geçirmişlerdi. Üstün Rus taarruzu karşısında 3 ncü Türk Ordusu Bitlis güneyi, Muş batısı, Bingöl doğusu, Tercan batısı, Bayburt ve Of batısı hattına kadar çekilmek zorunda kalmıştı. 

    Türk Başkomutanlık karargahı Erzurum'u geri almak amacıyla yeni bir plan yaptı. Bu plana göre; 2 nci Ordu doğu cephesine nakledilecek, 3 ncü Ordu ile birlikte bir ordular grubu kurulacaktı. Yapılan bu planı uygulayabilmek için 2 nci Ordu toplanıncaya kadar, 3 ncü Ordunun savunmada kalması gerekiyordu. Bu arada 3 ncü Ordu Komutanlığı kendisine verilen direktife rağmen aldığı takviyelerle kendiliğinden Rus kuvvetlerine taarruza karar vermiş, gerekli hazırlıkları yapmaya başlamıştı. Bu hazırlıklar esnasında, Erzincan hava alanına gelmiş olan 7 nci Tayyare Bölüğünden Erzurum-Tercan dolaylarındaki düşman durumunun keşfedilmesi istenmişti. Bu keşif için görevlendirilen iki uçaktan biri Kargın'a diğeri de Kötür köprüsüne kadar giderek geri dönmüşlerdi. Gerçekte havanın puslu oluşundan keşif bölgesine ulaşamayan uçakların pilotları Ordu Komutanlığında iyi karşılanmamış ve bir raporla Başkomutanlık Vekaletine bildirilmişti. 

    Ordu Komutanı Tercan civarındaki düşman durumunun havadan tespit edilmesini yeniden istediğinden, 16 Mayıs 1916'da Tercan dolaylarına gönderilen keşif uçağı o bölgede üç Rus taburu ile takviyeli bir süvari bölüğünün bulunduğunu tespit etmiş ve keşif sırasında şiddetli düşman ateşi ile karşılaştığını bildirmişti. Yapılan hava ve kara keşifleriyle Rusların Tercan cephesini zayıf olarak tuttuğu, Kop bölgesinde daha fazla kuvvet bulundurduğu anlaşılmıştı. 

    21 Mayıs 1916'da Aşkale-Pırnakapan-Yeniköy cıvarında yapılan hava keşfiyle bu bölgede üç piyade alayı, iki süvari bölüğü ve sekiz topun bulunduğu tespit edildi.

    25 Mayıs 1916 sabahı Tercan ve Tuzla vadisinde yapılan keşifte, Tercan doğusu ve güneyi dolaylarında takviyeli bir piyade alayı, Parsinlik'de bir süvari alayı, Çat köyünde bir piyade alayı, Çat köyü batısında ve güneyinde batıya karşı iki alayın savunabileceği bir mevziin görüldüğü, gene Çat köyü güneyinde iki süvari bölüğünün bulunduğu tespit edilmiş ve uçağın Çat üzerinden geçtiği sırada düşman ateşlerinden isabet aldığı bildirilmişti. 

    3 ncü Ordu Komutanlığı havadan ve karadan yaptığı keşifler sonunda düşman durumunu öğrenerek 2 nci Orduya haber vermeden 31 Mayıs 1916'da Tercan doğrultusunda taarruza geçti. Bu taarruz sonunda ordu Tercan'ı geri almış ve Bayburt bölgesinden Of yönüne de taarruz ederek buradaki Rus kuvvetlerini geri çekilmek zorunda bırakmıştı. 

    Ordu Komutanı gelişen kara harekatına paralel olarak hava birliğini ileri kaydırmak suretiyle düşmana daha yakın mesafeden ve daha fazla keşif yaptırmak amacıyla tayyare bölüğünün av bombardıman uçağı ile Kargın'a intikal etmesini, Rampler tipindeki uçağın da Erzincan'da bırakılmasını emretti. Bunun üzerine tayyare bölüğü 9-11 Haziran günleri intikal hazırlıkları ile uğraşmış, 14 Haziran 1916'da Kargın'a hareket etmişti. Yeni alana intikal edildikten sonra kısa zamanda uçuş hazırlıkları yapılmış, keşif görevlerine tekrar başlamıştı.

     29-30 Haziran 1916'da Kop-Erzurum dolaylarındaki düşman kuvvetlerinin durumunu anlamak amacıyla yapılan keşif görevlerinde, Kop cephesi karşısında bir piyade alayı, bir topçu bataryası, Aşkale'de üç taburluk, Tilkitepesi güneyinde iki taburluk, Alaca ve güney bölgesinde dört taburluk, Ilıca'da iki taburluk, Ilıca kuzeyinde iki topçu bataryası büyüklüğünde ordugahların bulunduğu, Erzurum batısında bir sıra üzerinde dokuz uçak hangarı, bir süvari alayı, Erzurum kuzey doğusunda üç taburluk ordugahların bulunduğu tespit edildi.

     3 Temmuz 1916'da Rus ordusu Çar'ın emriyle Trabzon'dan Van gölüne kadar olan cephe üzerinde genel bir taarruza geçti. Muharebelerin bu kritik devresinde Kargın'da bulunan uçak Erzincan'a geri dönmüş, buradan yaptığı keşiflerle düşman durumu hakkında değerli bilgiler elde etmişti. Bu nedenle Ordu Komutanlığı keşiflerde başarı gösteren tayyare bölüğündeki personele takdir ve teşekkürlerini belirten bir yazı göndermişti.

     Rusların Of yönüne doğru ileri çıkıntı yapan Bayburt bölgesindeki taarruzları buradaki Türk kuvvetlerini yok etmeyi amaçlıyordu. 3 ncü Ordunun iyi sevk ve idare edilmesi sayesinde Türk kuvvetleri Gümüşhane ve Kelkit hattına kadar geri çekilerek durumu düzeltmiş, Ruslar da 16 Temmuz'da Bayburt'u almışlardı. Bu durumda ileride kalan 9 ncu Kolordunun yarattığı boşluktan yararlanan Ruslar, Çardaklı boğazına kadar sarktılar. Bunun üzerine Türk kuvvetleri geri çekilmek zorında kaldı ve düşman 25 Temmuz 1916'da Erzincan'ı işgal etti.

     Türk kuvvetleri Erzincan'ı boşalttığından 7 nci Tayyare Bölüğü Suşehri'ne intikal etmişti. Bölükteki Albatros uçağı Suşehri'ne giderken Zara'da mecburi iniş yapmak zorunda kalmış, uçak onarılamıyacak şekilde hasara uğramış ve pilotun ayağı kırılmıştı.

     Ordu Komutanlığı düşmanın cephedeki kuvvetlerinde bazı değişiklikler yaptığını haber almış, bu değişikliklerin ne olduğunu anlamak için bölükteki diğer uçaklarla keşif görevi yaparak bilgi elde etmeye çalışmıştı.

     30 Temmuz 1916'da Kelkit'deki düşman durumunu keşfe giden uçak düşman ordugahlarını bombardıman etmiş ve Kelkit dolaylarında bulunduğu bildirilen 4 ncü Rus Avcı Tümeninin toplandığını ve daha sonra yapılan hava keşifleri ile de bu tümenin doğuya hareket ettiğini tespit etmişti.

     Hava keşifleri ve diğer kaynaklardan alınan bilgiler, düşmanın yeni bir harekata girişeceğini gösteriyordu. Nitekim 3 ncü Ordu cephesinde savunmada kalan Ruslar, yan ve gerilerini tehlikeye sokan 2 nci Türk Ordusuna 19 Ağustos'da taarruza geçtiler. Taarruz 21-22 Ağustos'ta da devam etti. Türk kuvvetleri karşı taarruza geçerek geçerek düşmanı geri çekilmek zorunda bıraktı.

     29 Ağustos 1916'da yapılan hava keşfinde Çimendağı dolaylarındaki Rus  mevzileri ve kuvvetleri, Zazalar, Çardaklı ve Erzincan dolaylarındaki düşman kuvvetleri tespit edildi. Aynı gün yapılan ikinci keşifte Erzincan hava alanında 5 uçak çadırının kurulduğu öğrenilmişti. Ruslar 1 nci ve 2 nci uçak müfrezelerini buraya naklederek 1 nci Kafkas Kolordusu emrine vermişlerdi.

     25 Eylül'den 12 Aralık'a kadar Ruslarla pek çok muharebeler yapıldı. 12 Aralık'ta çok sayıda Rus uçağı Kemah ve Refahiye'yi bombaladı.  

    3 ncü Ordu Komutanlığı Karadeniz kıyılarında düşman durumunu öğrenmek amacıyla Giresun'a bir keşif uçağı gönderilmesini emretmişti. Bu emir üzerine 7 nci Tayyare Bölüğünden bir uçak görevlendirildi. Uçak Giresun'da alana inerken bir engele çarparak hasara uğradı. Uçağın hasara uğramasına çok üzülen Ordu Komutanı kaza ve kırımların bilgisizlikten veya uçuştan çekinmekten dolayı yapıldığına inanarak uçucuları Başkomutanlık Vekaletine rapor etmişti. 

    Başkomutanlık raporu inceledikten sonra, bu gibi kırım olaylarının teknik bir sınıf olan havacılıkta olabileceğini, en iyi pilotların bile ara sıra uçak kırabileceklerini ve son kırımda da bir kasıt aramanın doğru olmayacağını bildirdi.

    Doğu cephesinde yapılan muharebelerde yıpranan ve hasara uğrayan 7 nci Tayyare Bölüğünün yeni uçaklarla takviye edilmesi ve yaralanan personelin yerine başka personelin verilmesi gerekiyordu. Bu nedenle Hava Müfettişliği iki Albatros-C III uçağını demiryolu ile Ulukışla'ya gönderdi ve 7 nci Tayyare Bölük Komutanlığına da Alman Üsteğmeni Fünfhausen'i tayin etti.

    Uçaklar Ulukışla'da kurulup hazırlandıktan sonra Suşehri'ne gönderildi. Bu uçaklardan biri havalandıktan bir saat sonra motordan su fışkırtması yüzünden geri dönmüş ve inişte kırılmıştı. Diğer uçak Suşehri'ne varmış ve eldeki uçaklarla 2 nci ve 3 ncü Ordu cephelerinde hava keşfine devam edilmişti.

    23 Ekim 1916'da Kelkit, Bayburt, Erzincan dolaylarında yapılan hava keşfinde; Kelkit'in batısındaki Çilhoroz tepesinin oldukça iyi tahkim edildiği ve burada bir alayın bulunduğu, Köse'nin güney çıkışında ordugah kurmuş bir piyade alayının bulunduğu tespit edilmiş ve alana dönüşte motorda meydana gelen arıza yüzünden uçak inişte hasara uğramıştı. 

    19 Kasım 1916'da 3 ncü Ordu ve özellikle 2 nci Ordu çekilen düşmanın, bir manevra mı yoksa kesin bir çekilme mi olduğunun tespit edilmesi için bir hava keşfi yapılmasını istedi. Hava durumu nedeniyle istenilen keşif 21-22 Kasım günleri yapıldı. 21 Kasım günü havalanan uçaklar havanın kötü olmasından dolayı yeteri kadar yükselemedikleri için geri dönmek zorunda kaldılar. Kelkit dolayına giden uçağa düşman birlikleri ateş açmışlardı. 22 Kasım'da ise Kelkit-Pulur dolaylarında bir alay kadar düşman birliği görülmüş ve aslında bu bölgede bir Türkistan alayının olduğu kara keşifleriyle de teyit edilmiş olduğundan hava keşfiyle elde edilen bilgilerin doğru olduğına kanaat getirilmişti.

    30 Kasım'da keşif ekibinin 2 nci Ordu bölgesinde Göynük vadisinde yaptığı keşifte; Oğnut'da bir, Kılıkan'da iki, Kalecik'de iki ve Göynük vadisinde bir tümenlik çadırlı ordugah görülmüştü.

    10 Aralık'da Oğnut'da önceden görülen tümenin aynı yerde olup olmadığını tespit için tekrar keşif görevine gidildi. Bu keşfe giden uçak Oğnut'un doğu girişinde bir alaylık ordugahın bulunduğunu rapor etti.

    3 ncü Ordu Komutanlığı uçak ve personel bakımından takviye edilen 7 nci Tayyare Bölüğünün yaptığı hava keşif görevlerinden memnun kalmıştı. Bu memnuniyet tayyare bölük komutanının Hava Müfettişliğine gönderdiği rapordan anlaşılmakta idi. Bu raporda özet olarak:

    ''1. Son aylarda yakıtın azaldığı ve bu yüzden uçuşların aksadığı.

      2. Burada bir hangarın kurulduğu, Giresun'da bir alan hazırlanmasının Ordu Komutanlığınca emredildiği ve kurulma işine başlandığı.

      3. Rasıt Üsteğmen Fikri'ye verilecek harp gümüş liyakat madalyası için Ordu Komutanlığınca Harbiye Nezaretine yazıldığı ve pilot astsubay Biren'de bir tane harp demir hilal madalyası verilmiş olduğu.

      4. Bölükte görülen düzen ve işlemlerin mükemmel şekilde akışından ve yapılan uçuş görevlerindeki yetenek ve cesaretten dolayı bana da Orduca takdirname verildiği'' bildiriliyordu.

2 nci Ordu emrine verilen 10 ncu Tayyare Bölüğünün faaliyetleri:

    2 nci Ordunun doğuya gönderilmesi kararlaştırıldıktan sonra orduya keşif ve destek hizmetleri yapacak 10 ncu Tayyare Bölüğünün dört uçak ve altı personel ile kurulmasına ve Diyarbakır'da ordu emrine verilmesine karar verildi. Bölükde şu personel görevlendirilmişti.

    Bölük Komutanı Alman Üsteğmen Westfa

    Uçuş heyetinden pilot Alman Frankel

      ''           ''              ''    Üsteğmen Sadettin

      ''           ''           rasıt  Üsteğmen Mehmet Nuri

      ''           ''              ''     Üsteğmen Muzaffer

      ''           ''              ''     Üsteğmen Mazlum

      ''           ''              ''     Teğmen Bahaddin

    Bölüğün ilk varış yeri Pozantı idi. Burada 15 gün bekledikten sonra kara ve demiryolu ile Ceylanpınar'a ulaşıldı. Ceylanpınar'da kamyonlara yüklenen uçaklar Mardin üzerinden Diyarbakır'a getirildi.

    İstanbul'dan hareketinden iki ay sonra Diyarbakır'a ulaşan bölük kısa zamanda uçuş hazırlıklarına başladı ve ilk uçuşu bölük komutanı Üsteğmen Westfa yaptı. İkinci uçuşu Üsteğmen Sadettin yapmışsa da yerden 250 metre yükseldikten sonra uçağın motoru durmuş ve pilotun yeteneği sayesinde hasara uğramadan iniş yapabilmişti. Motor üzerinde yapılan incelemede benzine su karıştığı tespit edilmiş ve gereken tedbir alınmıştı. Aynı pilot, yaptığı tecrübe uçuşunda önceki uçuştan morali bozulduğundan hata yaparak uçağı kırmıştı.

    16 Kasım 1916'da Üsteğmen Westfa, rasıt Üsteğmen Muzaffer ve bir kaç gün sonra da Alman pilot Frankel ile raıt Üsteğmen Mehmet Nuri birer uçakla Elazığ'a geldiler. Bu suretle 10 ncu Tayyare Bölüğü Elazığ'a konuşlanmış ve keşif görevlerine başlamıştı. Fakat bu sıralarda Batı Cephesinde çok sıkışmış bulunan Almanya'dan uçak malzemesi ve yedek parça gelmediğinden bölük zor duruma düşmüştü. Uçakların tekerlek lastikleri kalmamış, bu sebepten cantların üst tarafına sibop yayları gibi bir çok yaylar konmuş ve bu yayların üzerine de düzgün tahtacıklar bağlanarak meydana getirilen tahta tekerlekler ile uçulmaya çalışılmıştı. Bu durumdaki uçaklarla yapılan uçuşlarda tahta tekerlekler kısa zamanda kırılmış ve lastikle uçabilen bir tek uçak kalmıştı. 

            (4) 1917 Yılı Hava Harekatı ve Faaliyetleri:

                 1917 yılına girildiği zaman Doğu Anadoluda'ki 2 nci Türk Ordusu erzak ikmali bakımından çok sıkıntılı bir duruma girmiş, sağlık malzemesi ve teçhizat noksanlığı yüzünden bulaşıcı hastalıklar nedeniyle çok kayıp vermişti.

    Ordu ileri kısımlarıyla Murat nehri güneyinden Fırat nehrine kadar olan sahada Genç, Bingöl, Kığı doğosu hattında; 3 ncü Ordu, yaptığı muharebelerde mevcudunun bir kısmını kaybetmiş olduğundan 1916 yılı sonlarında kuvvetlerini yeniden düzenlemiş olup, Giresun doğusu ve Kemah doğusu genel hattında bukunmaktaydı.

    Ruslara gelince; Vermiş oldukları ağır kayıplara rağmen almış olduğu takviye kuvvetleriyle mevcudunu arttırmış, 2 nci 3 ncü Türk Orduları karşısındaki mevzilerde bulunuyordu.

    Her iki tarafın ordularını destekleyen hava birlikleri de şöyleydi:

    Türk Hava Birlikleri:

    2 nci Ordu emrinde görev yapan 10 ncu Tayyare Bölüğü Elazığ,

    3 ncü Orduyu destekleyen 7 nci Tayyare Bölüğü Suşehri'ndeki alanlarda bulunuyordu.

    Karadeniz kıyısının keşif ve gözetlenmesi için de 8 nci Tayyare Bölüğü Giresun'a gönderilmek üzere İstanbul'da hazırlanmaktaydı.

    Rus Hava Birlikleri:

    1 nci, 2 nci Tayyare Müfrezeleri Erzincan'da, 3 ncü Tayyare Müfrezesi Haydarabat'da (İran) ve 4 ncü Tayyare Müfrezesi de Erzurum'da bulunuyordu. Bu müfrezelerin Kelkit, Hınıs ve Karmış'da yedek alanları vardı. Müfrezelere daha gelişmiş nitelikte olan Godron tipi uçaklar verilmişti 

                  (a) 10 ncu Tayyare Bölüğünün Harekatı:

    Bölüğün Diyarbakır'dan Elazığ'a intikali sırasında ve deneme uçuşlarında meydana gelen kazalardan dolayı uçakların bir kısmı elden çıkmış olduğundan, bunların yerine yenilerinin verilmesi gerekiyordu.

    Bölüğe Van gölü doğusundan Erzincan'a kadar olan geniş sahanın keşif ve gözetlenmesi görevi verilmişti. Bu sahanın genişliği 400 kilometre civarında idi. Ayrıca; bölgenin dağlık olması uçuş görevlerini önemli ölçüde güçleştirmekteydi.

    Bölüğün bulunduğu Elazığ alanı cepheye bir hayli uzaktı. Bu sebepten bölüğün cepheye daha yakın bir alana nakledilmesi düşünülmüşse de yol durumunun iyi olmamasının ikmal desteğini aksatacağı düşüncesiyle bölüğün ileri alınmasından vazgeçilmiş, fakat cepheye yakın olan ileri meydanlardan geçici bir süre faydalanılması kararlaştırılmıştı.

    1917 Yılında Bölüğün personel ve uçak durumu ise şöyleydi:
  Devamı için tıklayınız

Editör : Ercan ÇETİNERLER

 

KAYNAKLAR

Copyright © 2000-2001 Tayyareci